550 yeni milletvekilinin Meclis’e gireceği 12 Haziran Genel Seçimlerinde, üç farklı partiden 135 doktor milletvekilliğine aday gösteriliyor. Hekim adaylarının ülkelerindeki genel sorunlara kadar, biriken saldırganların da ilgi göstermesi bekleniyor.
Türkiye 12 Haziran 2011 tarihinde, yine bir yaz gününde, yeni Meclis’i oluşturacak milletvekillerini seçmek üzere sandığa gidecek. “Seçimler yapılır, hükümetler değişimleri, yıllar böyle geçer gider” yapısı daha yaygın olsa da seçim dönemleri toplumunun her kesiminde beklentilerin yükselmesine yol açar.
Demokrasi geleneğinin kökleştiği örgütlü toplumlarda seçimler şenlik havasında geçer. Kimin gelişeceği belli olmayan “değişim ihtimali” farklı topluluklar arasında barış havasını egemen gruplar… Gerilim yaşanmaz çünkü oyların kime gidişinin hiç sonu yoktur…
Gerçi, “uzun zamanların dünya bu tarz ‘seçim atmosferlerinin’ yabancısı oldu, seçime bir yıl kala hangi ülkede iktidar olacağı belli oluyor” denebilir… Benzer karşı çıkışların örneklerini kapsayabilir… Yine de Türkiye’nin Batı sınırlarından uzunlukları doğru ilerleme çok ülkede hala “bayram havasında seçimler”e rastlamanın mümkün olduğunu düşünüyorlar…
Türkiye ne yazık ki seçimleri şenliğe dönüştürebilen ülkelerden biri olmaktan hızla uzaklaşıyor. Seçmenler bu bileşenleri pek rahatsız edici kıyafetler gibiler… Ama gerçekten öyle olup olmadığını anlamanın sağlıklı bir yolu da yok… Çünkü sağlıklı “bilgilenme araçlarına”, sağlıklı “haber verme” kanallarına sahip değiliz.
Survivor’a reyting yaptıran kavgacı figürlerin cazibesine kapılmış görünen “haberciler” her akşam birbirinden enfes kavga haberlerini yakmamıza dayanmaktan alıkoyamıyorlar… Seçim konuşmalarında, aslında, bir kaç saniyelik “akla zarar” kavga cümlelerinden çok daha fazla “akla yarar” detay ve bilgi Yakından izleyenler çevresindekilerin, neyi seçeceklerine dair nasıl fikir oluşturabildikleri sorusunu da bir havada asılı kalıyor…
Evet, 2011 genel seçimlerine çok az zaman kaldı. Çok partili siyasal yaşama geçiş 1950 seçimlerinden bu yana 15 kez hep birlikte sandık başına giden Türkiye’den, 16. kez sandığa gitmesini ve ülkeyi 4 yıl boyunca idare edecek milletvekillerini seçmesini bekliyoruz…
13 Haziran sabahı hep birlikte öğreneceğiz kimler olduğunu. Toplumun her kesiminden farklı beklentilerin dile getirdiği şu günlerde, Doktor Dergisi olarak, belli bir meslek grubu mensupları olan kendi okur kitlemizin genel seçimlerinden neler beklediğini incelemek istiyoruz.
Hekim halkının son sekiz yıldır yürüttüğü tartışmaları yakından takip eden Doktor Dergisi’nde, meslek mensuplarının ilgi alanındaki tüm konuları ele almamız gerekiyor. Yıllar içinde; Sağlıkta Dönüşüm Projesi’nin tüm etapları, tam gün yasasındaki gelişmeler, performans sistemi Operasyon eylemleri, eğitim alanında yaşanan sorunlar gibi hekimlerin kullanımını kapsayan pek çok ilgili geniş dosya çalışmaları gerçekleştirdi.
Bu sayımızda da yine hekimlerin oğlu her geçen gün daha çok yükselen seslerine kulak veriyoruz. Geçenlerde olduğu gibi 14 Mart Tıp Bayramı sırasında yükselen hekimlerin sesi, oğul olarak 19-20 Nisan “Görev-Grev” eylemiyle doruğa ulaştı.
Çalıştıkları işyerlerinde iki gün süre ile iş bırakma eylemi yapan doktorlar, görüş açıklamalarını bir yana bırakma, Türk Tabipler Birliği ve Tabip Odaları öncülüğünde ortak konut hep birlikte dile getirdiler.
“Sağlık çalışanlarının veriminin korunması ve sağlık hizmetinin sağlanmasının sağlanması” için iki gün süreyle hizmet vererek greve giden hekimlerin istekleri arasında; “İş güvencesi, insanca yaşama ve emekliliklerine yansıyacak temel ücret, sağlıklı ve güvenli çalışma ortamı ile herkesi eşit, ücretsiz, yürüten sağlık hizmeti sunumu” ilk çıktı.
Türkiye geneli iş bırakan hekimler ve sağlık çalışanları Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın hemen tüm uygulamalarına karşı çıktılar. Hükümete yönelik uyarıları sıraladılar. Ayrıca, eylem sırasına göre, Türk Tabipleri Birliğ