EVLENDİKTEN SONRA BİR SÜRE EKRANLARDAN UZAK KALAN ECE ERKEN, BOŞANMA ARİFESİNDE ‘MAVİ ŞEKER’ ADLI TV PROGRAMIYLA GERİ DÖNDÜ. COSMOPOLİTAN DERGİSİNE KONUŞAN ERKEN: İNSANLARI ZORLAYICI ŞEYLERİ İZLEMEK HOŞUMA GİDİYOR. KRİZLERLE MÜCADELE ETTİREN PROGRAMI İSTERİM..
Ece Erken eşi Tuncer Öztarhan ile boşanmak üzere ancak her şey olabilir çünkü Erken ‘Ben sekiz yıl büyük bir aşk hocası. Çok aşık olarak evlendim. Hâlâ da öyleyim. Henüz hiçbir şeye karar vermemişiz’ diyor. Erken evliliğe ilişkin son durumu, kariyerine ilişkin düşlediklerini ve günlük ritüelini Cosmopolitan dergisinin yeni sürümünü anlattı…
* Sizin için bir istikrar abidesi diyebilir miyiz? Sevdiğiniz kısıtlamaları sıkı sıkı tutunabiliyorsunuz…
Evet, diyelim ama bu bir şans tabii. Herkes üzerinde uzun süreli çalışmalar ve açıklamalar olsun ister ama bu çoğu insanın karşısına çıkmayabilir, ‘Issız Adam’lara denk gelebilirler. Benim şansım karşıma kafes aşkla birleştirdiğim ve da yaşadığı aşık olduğu bir adamın ortaya çıkışı. Bu şans işim için de geçerli; işime de tutkuyla bağlıyım. Tutkuyla bağlanınca başarı beraberinde geliyor zaten.
* Sizi korumamızdan beri kartınız şekerisiniz. Ne zamana kadar ‘şeker’ konsept programları yapmak istiyor?
Ne zaman kuşak programı yapsam enteresan bir şekilde sıralanıyor. Başka programlar da yaptım ama onların üzerinde durulmadı. Beni sabah ve öğlen kuşağını izleyen çocuklar ve anneler tuhaf tutar. Ben de bundan memnun. Çünkü dekolte giyerek görüşmelere dikkat çekebilirsiniz ama annelerin ve çocukların ilgisini çekme o kadar kolay değil. Bu sevgiyi kaybedene kadar da sevmek istemiyorum.
POLEMİK YAŞAYINCA UYUYAMAM
* Daha çok gündemde olma cenazesi sizi kışkırtmadı mı hiç? Bekarken bana erkek dergilerinden teklifler verilmişti. Çok saçma geldiği için telefonda gülüyordum. Hiçbir zaman gündemde olmak kaygım olmadı. Sunuculuğumu yapayım, sonra çıkıp evime gideyim. Birileriyle polemik yaşadığımda bile geceleri uyuyamıyorum, gazetede kötü bir haberim çıksa bunalıma giriyorum. Eşimle yedi yıllık ateş dönemimizde bile toplasanız dört-beş fotoğrafımız basılmıştır. Konuşmayı doğal severim, çünkü sevilmeyi seviyorum. ama dergi ağzıyla değil.
* Yedi yıllık döneminizde televizyonu bırakmamıştınız. Yüzük takmak ne alıyor?
Buraya gelirken Tuncer’le de konuştum. Yazılanların yüzde 80’i yalan olduğu için bu tür soruları yanıtlamak yerine sessiz bir şekilde tercih edilmesini önermeyi düşünüyorum. Özel hayatımla ilgili kelime tek olmaktan korkuyordum çünkü oden farklı cümleler yaratılıyor. Ben de, Tuncer de bunlardan etkileniyoruz, üzülüyoruz.
* En evliliğinizdeki son durumu öğrenelim. Dediğiniz gibi farklı bilgiler değişiyor. Doğrusunu yazalım ve herkes öğrensin…
Ben sekiz yıl büyük bir aşk rehberliği. Çok aşık olarak evlendim. Hâlâ da öyleyim. Ama aramızda, her çiftin arasında ve evliliğinde yaşanabilecek bazı yapılar yaşandı. Benim de zaman zaman fevri geçmişlerim olması biraz işleri bitirmeye başladı. Henüz hiçbir şeye karar vermemişiz. Gelgitler karşılaşma. Severek ve her şeyi iyiye gitmesini umarak… Ama boşanırsak, düşmanın beklediğini bilmediğimizi biliyoruz.
TUNCER ALATURKALIĞA KARŞI
* Bir önceki bilgisayarım dönelim şimdi; ekranlardan neden flört döneminde değil de, evlendikten sonra uzaklaştınız?
Evlenince erkeklerin eşlerini hep yanlarında istiyor ya da evli olmak bu talebi daha haklı kılıyor, Bilmiyorum.
* Beraberliğiniz sırasında ekranda bulunmaktan rahatsız oluyorsunuz?
Oluyordu ama bu da çok yansıtıldı yanlışlandı. Eşimle ilgili çok yanlış bir imaj oluştu. Tuncer televizyoncu olmama değil, Türk televizyonlarındaki yapımların alaturkalığına karşı. Buna benim programım da dahil. Daha farklı, daha Avrupai programları yapmayı tercih ediyor. Mesela bir moda programı ya da ‘Survivor’ gibi bir şey sunmayı isterdi.
* Neden o tür program yapmıyorsunuz?
Prime time’da yayınlanan ‘Popstar’ türü yarışmalardan çok teklif geldi. arşivleri istemedim çünkü oradaki sunuculuk; şu oyuncu, bu oyuncu, bu puan, şu puandan ibaret geliyor bana. Yurtdışındaki program formatlarını çok beğeniyorum ama buraya taşıdığınızda çok ucuz durabiliyor. Zaten o programlardan çok azı burada talep görebilir. Olanları da Acun (Ilıcalı) yapıyor.
* Hangi programı hayalinizde var sunuyor?
Doğaçlama sunumları yerinem, beni zorlayabilecek, sürekli krizlerle mücadele etmeyi gerektirecek, Acun’un programları gibi programlar. Örneğin, Japonya’da reyting rekorları kıran ‘Japon Kütüphanesi’ diye bir program var. Kütüphanede geçiyor. Yarışmacılar her türlü tehlikeye karşı sessiz ve dirençli olmak zorundadırlar. Mesela üzerinde yürüyen bir tarantulaya tepki vermemesi gerekiyor! Ruhumda biraz mazoşistlik var galiba. İnsanları zorlayıcı şeyleri izlemek sevmekten gidiyor.
YOKLUĞUMU HİSSETTİRİYORDUM
* Rolleri değişseydi, milyonlarca hayranı olan bir televizyoncunun varlığını kıskanır görüşünüz?
Eşimin televizyonla ilgisi yok ama iki büyük kozmetik markasının başında olduğu için işi hep kadınlarla. Hatta cilt bakımıyla ilgili birçok şeyi ondan öğrenmişimdir. Kadınlarla ilgili kısma dönersek; birliktelik, ona çok güveniyorum.
* İleride geniş, onun televizyonculuğunun genel hatlarına mı?
Ben çok isterim ama istemiyorum. Belki CNN International’da falan olabilir!
* Evlenmeye siz mi ikna ettiniz dostlarınızı? Bu süreci hızlandırmak için hiç kadınca oynadınız mı?
Bana Gani Müjde anlatmıştı: Eşi Belma Hanım’la sevgiliyken bir kere ayrılmışlar. Bu ayrım hükümleri onsuz yaşayamayacağı anlamış ve barışıp evlenmişler. Bence bir erkeği evliliğe ikna etmek en iyi yolu onu kendine çekmek, sonra da geri çekilişi yokluğunu hissettirmek. Ben de bunu arada bir uyguluyordum!
ECE ERKEN FOTOĞRAFLARI