6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli depremler, 50.096 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine, yüzbinlerce binanın yıkımına neden oldu.  Yılmaz Erdoğan, üzüntüsünü şiirleştirdi. Erdoğan, deprem şiirini Erol Mutlu’nun müziğiyle seslendirdi. Erdoğan’ın şiiiri kısa sürede Twitter’da gündem olurken, ayrıca kendisi de Türkiye gündemi sıralamasına girdi. Birçok sosyal medya kullanıcısı Erdoğan’ın ‘deprem suskunluğunu’ bu şekilde bozmasına sinirlendi. Adıyaman’da, Malatya’da, Diyarbakır’da Taştan heykeller gibi bakıyoruz Nemrut Dağı’ndan şimdi dünyaya, Başımıza gelenin ne olduğunu Tam anlayamadık da… Pazarcık, Elbistan Ve Samandağ’da, Hani yalnız bereket yağardı İskenderun Ovası’na? Şiir başlıyorsa madem, Sözün bittiği yerde, Dilimize çevirmek Eğer mümkünse……… Bilmem belki de değildir. Söz sanatlarından hiçbiri Hatta hiçbir güzel şey Bu ana eşlik etmek İstemeyecektir. Öte yandan Yılmaz Erdoğan, birkaç gün önce de başka bir deprem şiiri yazmıştı: Gerçek ne kadar telaşlı Hakikat o kadar vakur Ne ekersen onu biçersin İlim açık konuşur Lakin şifası mümkün olmayan Gözyaşlarıyla oluşan bu koca boşluk Evladının canıyla sınanan bir insanın Nereye başvuracağını bilmediği davası… Allah’ım neden Burada çatallaşır Her zaman kader? Bir dondurmacı neşesi Bir türkü membası İsyan değil haşa Yalnızca bir sorudur: Neden Maraş, Hep bir uzun havanın konusudur?

6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli depremler, 50.096 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine, yüzbinlerce binanın yıkımına neden oldu. Yılmaz Erdoğan, üzüntüsünü şiirleştirdi. Erdoğan, deprem şiirini Erol Mutlu’nun müziğiyle seslendirdi. Erdoğan’ın şiiri kısa sürede Twitter’da gündem gitti, ayrıca kendisi de Türkiye sıralamasına girdi. Birçok sosyal medya kullanıcısı Erdoğan’ın ‘deprem suskunluğunu’ bu şekilde bozmasına sinirlendi.

Adıyaman’da, Malatya’da, Diyarbakır’da
Taştan heykeller gibi bakıyoruz
Nemrut Dağı’ndan şimdi dünyaya,
Başımıza gelenin ne olduğu
Tam anlayamadık da…

Pazarcık, Elbistan
Ve Samandağ’da,
Hani yalnız bereket yağardı
İskenderun Ovası’na mı?

Şiir başlıyorsa madem,
Sözün bittiği yerde,
Dilimize çevirmek
Eğer mümkünse……..

Bilmem belki de değildir.
Söz sanatlarından hiçbiri
Hatta hiçbir güzel şey
Bu ana iskeleti yapmak
İstemeyecektir.

YouTube video

Öte yandan Yılmaz Erdoğan, birkaç gün önce de başka bir depremi yazmıştı:

Gerçek ne kadar telaşlı
Hakikat o kadar vakur
Ne ekersen onu biçersin
İlim açık konuşmalar

Lakin şifası mümkün olmayan
Gözyaşlarıyla oluşan bu koca boşluk
Evladının canıyla sınanan bir insan
Nereye başvuracağını bilmediği dosyası…

Allah’ım neden
Burada çatallaşır
Ne zaman kader?
Bir dondurmacı neşesi
Bir türkü membası
İsyan değil haşa
Yalnızca bir sorudur:
Neden Maraş,
Hep bir uzun havanın önemi var mı?

Yorum yapın